a
Tuğçe Çoban

Tuğçe Çoban

16 Haziran 2025 Pazartesi

Antalya Gelesandra Yaylası’nda Çekirge İstilası

Antalya Gelesandra Yaylası’Nda Çekirge İstilası
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Antalya’nın Gündoğmuş ilçesinde bulunan Gelesandra Yaylası’nda çekirge sürüleri yeşil alanlara zarar verdi.
Antalya’nın Gündoğmuş ilçesinde bulunan Gelesandra Yaylası’nda çekirge sürüleri yayla sakinlerini zor durumda bırakıyor. Bölgedeki otları büyük bir hızla yiyen çekirgeler karşısında, başta hayvancılıkla uğraşanlar olmak üzere yaylaya göçen vatandaşlar ne yapacaklarını şaşırdıklarını belirterek yetkililerden yardım beklediklerini dile getirdi.
Yayla sakinlerinden Ali Rıza Özden, “Bugüne kadar yaylamızda böylesine bir çekirge istilası yaşamadık. Çekirgeler yeşil ne varsa kurutuyor. Eğer yetkililer müdahale etmezse yaylada yeşile hasret kalacağız” diye konuştu.

Devamını Oku

Çanakkale’de Tarım Arazisinde Başlayan Yangın Kontrol Altına Alındı

Çanakkale’De Tarım Arazisinde Başlayan Yangın Kontrol Altına Alındı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Çanakkale’nin Ezine ilçesinde tarım arazisinde başlayan yangın, Çanakkale Orman Bölge Müdürlüğü ekiplerinin havadan ve karadan müdahalesiyle kontrol altına alındı.
Yangın saat 15.32 sıralarında Çanakkale’nin Ezine ilçesine bağlı Mahmudiye köyü yakınlarında tarım arazisinde başladı. İhbar üzerine bölgeye ekiplerin sevk edilmesiyle yangına ilk müdahale saat 15.42 sıralarında yapıldı. Yangına havadan 4 yangın söndürme uçağı, helikopter, karadan ise 2 ilk müdahale aracı, toplam 12 su ikmal aracı ve arazöz, 2 dozer, 2 treyler, 2 belediye itfaiyesi ve toplam 90 personel müdahale etti. Yangın ekiplerin havadan ve karadan müdahalesiyle saat 16.34 sıralarında kontrol altına alındı. Yangında yaklaşık 4,2 hektar ekili tarım arazisi zarar gördü. Bölgede soğutma çalışmaları devam ediyor.

Devamını Oku

Tekirdağ’da Kirazda Kalite Arttı: 3 Bin Ton Rekolte Beklentisi

Tekirdağ’Da Kirazda Kalite Arttı: 3 Bin Ton Rekolte Beklentisi
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Tekirdağ’da kiraz hasadı devam ederken, don olaylarına karşı hem verim hem de kalite üreticinin yüzünü güldürdü.
Tekirdağ’da 2 bin 500 dekarlık alanda sürdürülen kiraz üretiminde bu yıl 3 bin tonluk rekolte hedeflenirken, sofralık çeşitlerde kalite artışı dikkat çekiyor. Şarköy ve Süleymanpaşa başta olmak üzere birçok bölgede üretim yoğunluğu yaşanırken, meyvelerin seyrekliği ve bakımı verime olumlu yansıdı.
Tekirdağ Tarım ve Orman İl Müdürü Mehmet Aksoy, “İlimizde 2 bin 500 dekar alanda kiraz üretimi yapıyoruz. Şarköy ve Süleymanpaşa ilçelerimiz başta olmak üzere inşallah 3 bin tona yakın pazara sürmüş olacağız. Geçen yıl 3 bin 500 ton bir kirazımız olmuştu. Bu yıl 500 tonluk bir eksiğimiz olabilir ama kalite noktasında geçen yıldan daha iyi durumdayız. Çünkü bu seneki meyveler daha seyrek ve daha bakımlı. Dolayısıyla bu seneki verimimiz geçen yıla oranla daha iyi. İnşallah bereketli bir yıl geçmiş olacak, fiyat noktası da üreticimizi memnun edecek durumda. Özellikle sofralık çeşitlerimizde bir problemimiz yok. Sanayiye giden Altıparmak kirazı dediğimiz kirazlarımızda, dün ben Şarköy’de yine kiraz hasadındaydım, fiyatları da iyi noktada. Bu sene bizim ilimiz bir problem yaşamadan inşallah üretime devam edecek” dedi.
TARSİM konusunda da uyarıda bulunan Aksoy, “İlimizde TARSİM Sigortalılık oranı yüksek ama çiftçilerimizin büyük bir kısmı hala TARSİM’in öneminin farkında değil. Ben buradan sizin aracılığınızla da, Türkiye’deki, Trakya’daki ve özellikle Tekirdağ’daki bütün çiftçilerimize TARSİM konusunda uyarıda bulunmak istiyorum. Lütfen TARSİM Sigortalarınızı yaptırın. Çünkü biz açık alanda üretim yapan bir sistemde çalışıyoruz, dolu, sel, sıcaklık, don olayları. Açık alanda çalıştığımız için ürünlerimizi etkileyecektir, devletimizin yüzde 70 sigortaya verdiği bir katkı var. Bu TARSİM Sigortasını da değerlendirerek lütfen bu işlemlerinizi yapın. Çünkü çiftçimizi koruyacak olan sistem TARSİM Sigortası” ifadelerini kullandı.
Çiftçi Vedat Ataç ise bu yılki üretimden duyduğu memnuniyeti, “Bu sene kalite yüksek oldu, kalibre büyüdü. Alanımız 8 dönüm, 200’e yakın kiraz ağacım var. Bu seneki hasattan memnunum” sözleriyle dile getirdi.

Devamını Oku

Kars’ta Uzmanlar Mantar Zehirlenmeleri Karşı Vatandaşları Uyardı

Kars’ta Uzmanlar Mantar Zehirlenmeleri Karşı Vatandaşları Uyardı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Kars Harakani Devlet Hastanesi Dahiliye Uzmanı Dr. Dilan Delibalta, mantar zehirlenmelerine karşı vatandaşların dikkatli olmasını istedi. Dahiliye Uzmanı Dr. Delibalta, özellikle bahar ve yaz aylarında yağışlar sonrasında mantar zehirlenme vakalarının arttığını belirtti.

“Zehirli mantarlar sade ve masum görünümlü olabilir”
Ülke genelinde olduğu gibi Kars’ta da doğadan toplanan mantar tüketiminin yaygın olduğunu ifade eden Delibalta, zehirli mantarları yenilebilir olan mantarlardan ayırmanın bazen mümkün olmadığını söyledi.
Harakani Devlet Hastanesi’nde gazetecilere açıklamalarda bulunan Dahiliye Uzmanı Dr. Dilan Delibalta, “Doğada yetişen mantarların bazıları zehirli olabilir ve zehirli mantarları yenilebilir olanlardan ayırmak bazen mümkün değildir. Kars’ta sık görülen bazı zehirli mantar türleri arasında “Amanita phalloides” (ölüm meleği) en tehlikelilerindendir. Halk arasında ‘kırmızı benekli’ ya da ‘parlak şapkalı’ mantarlar tehlikeli olarak bilinse de bazı zehirli mantarlar sade ve masum görünümlü olabilir. Bu nedenle doğadan toplanan mantarların tüketilmesini kesinlikle önermiyoruz” dedi.
Zehirli mantar tüketiminin hayatı tehdit edebildiğine dikkati çeken Delibalta, “Zehirli mantarların yenilmesi sonucu bulantı, kusma, ishal, karın ağrısı gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Daha ciddi vakalarda karaciğer ve böbrek yetmezliği görülebilir ve bu durum hayatı tehdit edebilir. Zehirlenme şüphesi olan kişiler zaman kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalıdır. Bu hastalarda zaman çok önemlidir tedaviye ne kadar erken başlanırsa organ hasarı riski o kadar azalır. Evde kendi kendine kusturma gibi yöntemlere başvurmak, durumu daha da kötüleştirebilir. Ulusal Zehir danışma merkezi zehirlenme konusunda 7/24 kesintisiz hizmet sunmaktadır. İhtiyaç halinde bilgi almak isteyen vatandaşlarımız 114 numaralı ulusal zehir danışma merkezin arayabilirler. Vatandaşlarımız mutlaka kültür mantarı gibi güvenilir kaynaklardan mantar tüketmelidir, son olarak doğada mantar toplamak keyifli olabilir ama sağlığımız her şeyden önemlidir” diye konuştu.

Devamını Oku

Büyük Tehlike Çayda Kimyasal Gübre Tehdidi

Büyük Tehlike Çayda Kimyasal Gübre Tehdidi
0

BEĞENDİM

ABONE OL

ÇAYKUR Genel Müdürü Yusuf Ziya Alim, “Kimyasal gübrede diyoruz ki ‘dekarına 50-60 en fazla 70 kilo vermemiz lazım’ ama bizim büyüklerimiz ‘sen bilmiyorsun 200-300 kilo verirsen daha çok çay verir’ mantığıyla tabiri caizse tüm bahçelerimizi kimyasallarla yıkıyoruz. Her taraf gübre oluyor. Hayvanlar bile kaçıyor çay bahçelerinden” dedi.
Çay İşletmeleri (ÇAYKUR) Genel Müdürü Yusuf Ziya Alim, Rize Aktif Gazeteciler Derneği’ni ziyaret ederek 2025 çay sezonunu değerlendirdi. Sezonun yanı sıra çayın geleceğini olumsuz etkileyen bilinçsiz gübrelemeye de değinen Alim, üreticilerin kendi eliyle çay bahçelerine kimyasal gübre ile zarar verdiğine vurgu yaptı. Toprak kalitesinin düştüğüne de değinen Alim, hayvanların bile kimyasal gübre nedeniyle çay bahçelerinden kaçtığını ifade etti.
Bu yıl çay sezonunun erken tamamlanacağına dikkat çeken Genel Müdür Alim “Birinci sürgünün sonuna geliyoruz. 5-10 günlük bir şey kaldı ama bu 10 günü bile bulmayabilir. Daha kısa sürede de tamamlanabilir. Geçen yıl mayıs ayında aldığımız çayın birazcık üzerine çıkacak şekilde alımlarımız devam ediyor. Bugün itibarıyla 6-7 bin ton civarında düşme oldu. Randevulu sistem kaldırıldı. Kontenjan dediğimiz kilogramı da 100’e çıkardık. Sanırım 5-10 gün içerisinde tamamıyla birinci sürgün bitmiş olacak. 16 Mayıs’ta kampanyayı açtık, 20-25 Mayıs gibi yoğun alım başladı. Yani 20 gün olmadan çay bitti gibi bir durum var” dedi.

“Üreticilerimiz acele ediyor”
Üreticilerin acele ederek çayını bir an evvel bitirmek istediğine vurgu yapan Alim, “Üreticilerimiz acele ediyor, aslında etti de. Normal şartlarda çaylarımızın hasadını yapacak olursak, makinelerle çay toplamak daha rahat olmalıyken biz bunu çayı erkenden bitirmek için kullanıyoruz. Yarım gün toplayıp, dinlenerek bayram havasında toplasak hem değeri aşağıya düşmeyecek hem normal şartlarda olması gereken 25-30 günde çay bitecek. Hem de özel sektör, kamu, üretici, çalışan hiç kimse sıkıntı çekmeden bitirebileceğiz” ifadelerini kullandı.

“Geçen sene motorla çay hasadı oldukça arttı. Bu sene daha da ileriye gitti”
Çay motorları ile bilinçsizce yapılan hasadın rekolteyi düşürdüğünü kaydeden Alim, “Rekoltenin düşmesi sadece hava şartları kaynaklı değil. Geçen sene motorla çay hasadı oldukça arttı. Bu sene daha da ileriye gitti. Çaylıklar görüyorsunuz, yeşil bir tabaka kalması lazım ki, çay kendine gelebilsin. Güzel sürgünler gelsin. Motorla derin kesim yapıldığında çayın yeşil tabakası kalmıyor. Kalmayınca verim ve kalite kaybı yaşanıyor. Biraz daha dikkat edersek aslında ‘bindiğimiz dalı kesiyoruz’ diye bir durum var. Sadece hava koşullarına bağlı değil, toplama tekniğiyle ilgili gerilemeler daha önemli bence” dedi.

“Haftaya tamamıyla birinci sürgünü bitirmiş oluruz”
Çay sezonu açıldığından bugüne 188 bin tonun üzerinde çay aldıklarının altını çizen Alim, “Bugün itibarıyla 188 bin 500 ton alım yapmış olduk. Bugün de 6-7 bin ton bir alım bekliyoruz. Haftaya da tamamıyla birinci sürgünü bitirmiş oluruz. ÇAYKUR üreticinin teminatıdır, çayın tamamını alacağız diye söylemlerimiz de var üreticiyi mağdur etmemek adına alım yapacağız. Geçen sene 213 bin ton yaş çay almıştık, bu sene de sanırım 200 bini geçeceğiz. Çay satışı açısından bugün itibarıyla 35 bin ton satışımız var. Çay satışında geçen seneye göre gerideyiz. Bu da normal piyasanın seyrine göre etkilenmiş oluyor” dedi.

“Çalışmayı yaptık herkese bildirdik ama bahçeyi kim kazacak sıkıntı burada”
Bilinçsiz gübreleme ve toprak bakımsızlığı nedeniyle çayın tehlikede olduğuna vurgu yapan Genel Müdür Alim sözlerinin devamında, “Toprak analizleri yaptırdık. Toprağımızın her geçen gün daha kötüye gittiğini de söylüyoruz. pH düştü. Diğer yapısal özellikleri kaybolmaya başladı. Bakmazsak, ilgilenmezsek daha kötü günler bizi bekliyor olacak ama zararın neresinden dönersek kardır. Üreticilerimize biz bunu her defasında anlatıyoruz. Toprağın havalandırılması lazım. Bakım yapılması ve gübre verirken çay bitkisinin etrafına dikkat etmek lazım. Birçok etkenler var bunların hepsini kendi içinde değerlendirdiğimiz de bu sıkıntı oluyor. Kimyasal gübrede diyoruz ki dekarına 50-60 en fazla 70 kilo vermemiz lazım ama bizim büyüklerimiz ‘sen bilmiyorsun 200-300 kilo verirsen daha çok çay verir’ mantığıyla tabiri caizse tüm bahçelerimizi kimyasallarla yıkıyoruz. Her taraf gübre oluyor. Hayvanlar bile kaçıyor çay bahçelerinden. O anlamda kimyasalı biz kararında vermiş olsak zararı yok. Ortasını bulmak lazım. Hepsi bir yana hiç kimyasal gübre vermesek, organik gübre de vermesek sadece toprağı havalandırmakla bile yeterli fayda sağlanıyor. Toprak yapısıyla ilgili 2 yıldır çalışılıyor. Artvin bölgesi, Rize bölgesi, Trabzon bölgesi ayrı olarak toprağa ne verilmesi lazım, hangi maddelerin kaldırılması lazım, pH kaç olması lazım diye çalışma yürütülüyor. Mesela 2-7 olan var ona göre tarım kireci vermek lazım. Tarım kirecini de verdiğin zaman üstten atmayla olmuyor. Verdiğin yeri de kazıp toprağa karıştırman gerekiyor. İşte bunu yapmamız lazım. Yapmadıktan sonra bizim anlatmamız bir şey değiştirmiyor. Çalışmayı yaptık herkese bildirdik ama bahçeyi kim kazacak sıkıntı burada” şeklinde konuştu.

Devamını Oku

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.