29 Mayıs 2025 Perşembe
Bursa’da kendisine has lezzeti ve kılçıksız olması sebebiyle coğrafi işaret alan, uluslararası üne sahip Hasanağa Enginarı hırsızların radarına girdi.
Hırsızlar tanesi 50-60 liradan satılan yüzlerce enginarı bir gece girdikleri tarlada keserek kayıplara karıştı. Bir yıl önce ektiği enginarları bir gecede hasat eden hırsızlar tarla sahibini isyan ettirdi. 2 çocuk babası çiftçi, “60 bin liranın üzerinde enginar çalmışlar bize de bir tane yiyelim diye bırakmışlar” dedi.
Bursa’nın Nilüfer ilçesine bağlı Hasanağa Köyünde çiftçilikle uğraşan 52 yaşındaki Mehmet Kazel, 1 yıl önce ektiği enginarları hasat etmek için gittiği tarlasında gördüğü manzara karşısında şoka uğradı. İddiaya göre gece vakti gelen şüpheli veya şüpheliler tarladaki tüm enginarları toplayıp, doldurdukları araçlarıyla kayıplara karıştılar. Şikayette bulunan Kazel, başına gelenler karşısında hırsızlara isyan ederken, “Bu emek onların boğazından nasıl geçecek” diye sitemini dile getirdi.
İHA’ya konuşan 2 çocuk babası çiftçi, “4-5 yıldır burada enginar yetiştiriyorum. Sabah ürünlerin hasadı için buraya geldim. “Tarlada enginarların çalındığını gördüm. Muhtemelen gece vakti buraya gelip tarladaki enginarları toplamışlar. Polis ekiplerine bilgi verdim. Onlar da güvenlik kameralarını inceliyor. Biz bu parayı kazanmak için emek veriyoruz, şimdi bu para onların boğazından nasıl geçecek? Ben onları Allah’a havale ediyorum” dedi.
İhbar üzerine harekete geçen polis ekipleri ise şüphelilerin geldiği saat aralığındaki güvenlik kameralarını incelemeye aldı. Konuyla ilgili tahkikat sürerken, çiftçi Kazel, vatandaşların pazarlarda şüphelendiği bir durum olursa 112 ekiplerini aramalarını istedi.
Düzce arıcılık faaliyeti yürüten genç ve kadın arıcılara yüzde 94 hibe desteği ile arı yemi dağıtımı yapıldı.
Düzce Valiliği koordinasyonunda Tarım ve Orman Müdürlüğü iş birliği çerçevesinde yürütülen “Tarımsal ve Hayvansal Üretimin Geliştirilmesi Projesi” dahilinde, arıcılık faaliyetlerinin desteklenmesine yönelik girdi temini dağıtım töreni gerçekleştirildi.
Vali Selçuk Aslan, tarımda sürdürülebilirlik ve kırsalda kalkınma için kararlılıkla çalışmaya devam ettiklerini söyledi.
Törende yapılan konuşmalarda ayrıca üreticilerin girdi maliyetlerinin azaltılmasının ve koloni verimliliğinin artırılmasının öncelikli hedefler arasında olduğu vurgulandı. Ayrıca, bu desteklerin bölgedeki arıcılık faaliyetlerinin sürdürülebilirliğine önemli katkılar sağlayacağı, özellikle genç ve kadın arıcıların sektöre teşvik edilmesinde etkili olacağı ifade edildi. Tören kapsamında, arıcılara arı yemi dağıtıldı.
Bu proje ile bölgedeki arıcılık faaliyetlerinin yaygınlaşması ve bal üretimindeki verimliliğin ve kalitenin artması hedeflenmekte. Böylece, arıcıların üretkenliği yükselirken, Düzce ekonomisine de önemli katkılar sağlayacağı düşünülmekte.
Düzce İl Özel İdaresi bütçesiyle finanse edilen proje ile, arıcılık faaliyetlerinde bulunan 177 işletmeye toplamda 4,8 ton fondan şeker dağıtımı gerçekleştirildi. Bu kapsamda; 51 kadın arıcıya ait 3 bin 46 kovan ve 126 genç arıcıya ait 9 bin 774 kovan destekleme kapsamına alındı.
Toprağın Umudu, Sofraların Bereketi Yeniden Yeşeriyor
Gıda güvenliğine, sürdürülebilir tarıma ve yerli üretimin desteklenmesine öncelik veren Reis Gıda, “Reis Bakliyat Köyleri” projesi kapsamında 2025 yılı üretim sezonunu başlattı. 28 Mayıs Çarşamba günü, Niğde’nin Ovacık ve Gösterli köylerinde gerçekleştirilen ekimlerle birlikte yeni sezon için ilk tohumlar toprakla buluştu. Yapılan her yeni ekim, yalnızca ürün değil; aynı zamanda geleceğe duyulan umudun da simgesi oldu.
2019 yılında hayata geçirdiği “Bakliyat Köyleri” projesiyle Bolu’nun Çamyayla köyünde başlattığı tohum üretimi, Reis Gıda’nın tarıma bakış açısındaki vizyoner duruşun ilk önemli örneklerinden birini oluşturdu. Bu proje ile üretimde kalite standartları yükselirken, yerli tohumların yaygınlaştırılması yönünde güçlü bir farkındalık da oluşturuldu. Kadın üreticilerle temelleri atılan bu yolculuk, zamanla genç çiftçilerin de dahil olduğu, kalkınmayı destekleyen bir tarımsal ekosisteme dönüştü.
Tarımın geleceğine umut olan bu örnek proje, hem geleneksel üretim yöntemlerini hem de dijital tarım uygulamalarını bir arada değerlendiriyor. Yerel çiftçilerle sözleşmeli tarım modeli üzerinden yürütülen ekim çalışmaları, sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda sosyal ve ekonomik kalkınmaya da katkı sağlıyor.
2019 yılında başlayan bu proje ile ilerleyen yıllarda da aynı vizyon doğrultusunda ilerleyerek Samsun’un Bafra ilçesinde çeltik ekimleri yapıldı ve sertifikalı tohum üretildi ve üretilen tohumlar bölge üreticilerine dağıtılarak çoğaltılması sağlandı. Niğde’nin Çarıklı köyü başta olmak üzere farklı bölgelerde uygulanan bu modelle özellikle genç üreticilere yönelik önemli adımlar atıldı. Gençlerin tarıma yönelmesi teşvik edilerek kırsal alanlarda üretkenliğin ve istihdamın artması sağlandı. Aynı zamanda kadın emeği desteklenerek tarımda toplumsal denge güçlendirilmesi hedeflendi.
Çevreye Duyarlı Uygulamalarla Geleceğe Yatırım
Reis Gıda, tarımsal üretimde çevre duyarlılığını da ön planda tutuyor. Tohum, toprak ve su gibi doğal kaynakların önemini anlayarak hareket etmek, sürdürülebilir tarımın ve ekolojik dengenin korunmasında hayati bir rol oynuyor. Bu kaynaklar, yalnızca bitkilerin değil; sağlıklı bir ekosistemin ve gıda güvenliğinin de temelini oluşturuyor. Çanakkale ve Silivri’de gerçekleştirilen ekimlerle karbon ayak izinin azaltılması hedefleniyor. Yerli tohumların kullanımını teşvik eden bu uygulamalar, biyoçeşitliliğin korunmasına ve sürdürülebilir tarım yöntemlerinin yaygınlaştırılmasına katkı sağlıyor. Böylece, çevreye duyarlı üretim anlayışı Anadolu’nun dört bir yanında filizleniyor.
Tarımın önemine dikkat çeken Reis Gıda Yönetim Kurulu Üyesi Işılay Reis Yorgun, “Tarım sadece toprağı ekip biçmek değil; aynı zamanda insanı, yaşam alanını korumak, toprağı yaşatmak, doğaya ve geleceğe sahip çıkmaktır çünkü bu topraklar kıymetini bilenle değerlenecek, bereketlenecek, gelişecektir” dedi. Bu sözleriyle, tarımın yalnızca ekonomik değil; aynı zamanda sosyal ve çevresel bir değer taşıdığını vurguladı.
Bu anlayışla hareket eden Reis Gıda, Türkiye’nin farklı bölgelerinde yürüttüğü projelerle çiftçiyi destekliyor, bilinçli ve verimli üretim süreçlerini yaygınlaştırıyor. “Tarlada Emek, Sofrada Bereket” anlayışını merkezine alan Reis, her yıl genişleyen üretim ağıyla yalnızca bugünün ihtiyaçlarını karşılamayı değil, aynı zamanda geleceğin tarımını da şekillendirmeyi amaçlıyor.
Topraktan Geleceğe Uzanan Bir Yolculuk
Tarımı bir üretim faaliyeti olmanın ötesinde bir yaşam biçimi olarak gören Reis Gıda, bu yolculukta insanı, emeği ve toprağa duyulan saygıyı merkezde tutarak ilerliyor. Her yeni proje, hem toprağın hem emeğin hem de yerel kalkınmanın yeniden değer kazanmasına katkı sunuyor.
Tarımın kalbinde, toprağın bereketiyle filizlenen bu üretim yolculuğu, Türkiye’nin gıda güvenliği için önemli bir adım olmayı sürdürüyor.
Kurban Bayramı’na sayılı günler kala uzmanlar, kurbanlık hayvan seçerken yapılacak kontrollere dikkat çekiyor.
Sağlıklı kurbanlık hayvan seçiminin önemli olduğunu ifade eden Konya Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Zafer Altınsoy, hayvanların alımı sırasında dikkat edilmesi gereken noktalarla ilgili vatandaşlara uyarıda bulundu. Altınsoy, kurbanlık hayvanın bakışlarının hasta hayvan gibi değil canlı olması gerektiğini belirterek, “İnflamasyon olmamalı, kızarık olduğunda ateş olur, derisi, tüyü parlak olmalı, kesinlikle kurbanlık alırken bunlara dikkat edilmeli. Hayvanın yürüyüşü, ağızdaki salya akıntısız olmasına dikkat etmek gerekir. Böyle bir şüphe olduğunda bir veteriner hekim kontrolünden geçirsinler, danışsınlar. Bu dönemde çok fazla veteriner hekim Kurban Bayramıyla da ilgili çiftliklerde, kurban alanlarında görevli olacak” dedi.
“Kurbanlıkla ilgili bilgiler ‘Tarım Cebimde’ uygulamasında”
Tarım ve Orman Bakanlığının, veteriner hekimlerin çalıştığını ve hayvanların hepsinin kayıt altına alındığını ifade eden Başkan Altınsoy, “Bakanlığımız çalışıyor ve hepsi kayıt altına alınıyor. Telefonlarımıza indirebileceğimiz ‘Tarım Cebimde’ diye bir uygulama var. Buradan da küpe numaralarından, hayvanların aşılaması, kaydı her şey ortaya çıkıyor. Kurbanlık alırken araştırarak, kontrol ederek, dikkat ederek yapmaları önemlidir. Hayvanların kesim anında bile aklına gelen bir şüphede veteriner hekimlerine danışmaları uygun olur” şeklinde konuştu.
“Şüphe duyduklarında etin üstünde benekler, odakçıklar olduğu zaman hemen veteriner hekime başvurmaları gerekir”
Zoonoz hastalıklara da dikkat çeken Altınsoy, “Et alındıktan sonra kesim anında temas şeklinde bulaşabilecek zoonoz hastalıklardan insanlarımızın kendilerini koruması gerekiyor. Kurbanlıklar kesildiğinde yine etle ilgili bir şüphe duyduklarında etin üstünde benekler, odakçıklar olduğu zaman bazı hastalıklara şüphe uyandırdığı zaman veteriner hekime hemen başvurmaları gerekir” diye konuştu.
Bursa’da yüzlerce çiftçinin kabusu oldu. Kiraz, erik ve dutlarda büyük zarar
Karadeniz’in kabusu Karacabey’i de istila etti.
Longoz Ormanları ile bilinen Bursa’nın Karacabey ilçesindeki Boğazköy, Bayramdere ve Kurşunlu mahallelerini istila eden kahverengi kokarca, çiftçilerin kabusu oldu. Bulundukları ortama uyum sağlayan böcekler kiraz, erik ve dutlara büyük zarar verdi.
Sonbaharda mahalleleri istila eden zararlılar, ilkbaharın gelmesiyle saklandıkları yerlerden çıkarak meyve ağaçlarını sardı. Kendilerini son derece iyi kamufle eden, bulundukları ortama uyum sağlayan böcekler, kiraz, erik ve dut gibi ürünlere büyük zarar verdi. Boğazköy Mahallesi Muhtarı Şenol Kuş, Tarım ve Orman İlçe Müdürlüğü ile belediyeye başvurduklarını ancak somut bir önlem alınmadığını belirterek, şunları söyledi;
“Geçen yıldan bu yana görülüyor. Sonbaharda sayıları çok arttı. ilkbaharda mücadele edileceğini söylediler ama başlamadı. Böceklerle baş başa kaldık. Kiraz, erik ve dutlara zarar verdi. Ağaçlarda kiraz ve erik neredeyse hiç kalmadı. Önce zirai don sonra böcekler vurdu. Kendi çabamızla ilçe tarım müdürlüğünden aldığımız ilaçlarla bazı köylülerimiz ilaçladı ama fayda etmedi. Köyün bir kısmı yaptı. Odunluk ve kömürlükleri ilaçladık ama sayıları çok fazla ve hızlı ürüyorlar yok etmek imkansız.”
Sayılarının git gide arttığına dikkati çeken Kuş, “Aşırı derecede üreme yaptıklarını söylediler. Biyolojik düşmanlarıyla yok edeceklerini söylediler ama sayıları çok fazla nasıl olacak bilmiyoruz. Sebzelere de zarar veriyorlar. Meyvelerin suyunu emiyorlar çok değişikler ve gerçekten kabus gibiler” dedi.
‘Böcek hapisleri’ni duyduklarını ve bu konuda destek beklediklerini dile getiren Kuş, “Acil önlem ve çözüm bekliyoruz. Bahçelerimizi, ağaçlarımızı ve ürünlerimizi bu zararlıya kaptırmak istemiyoruz. İlaçlıyoruz ama çok zaman geçmeden yine ağaçları sarıyorlar” diye konuştu.
Kahverengi Kokarca
Tarım ve Orman Bakanlığının bilgilendirmesine göre, kahverengi kokarca (Halyomorpha halys), tarımsal üretimde önemli ölçüde kayıplara neden olan tahripkar, istilacı ve polifag bir zararlı olarak biliniyor. Türkiye’de varlığı ilk defa 2017 yılında tespit edilen kahverengi kokarcanın yayılışı bitkisel materyallerle, ulaşım araçlarıyla, erginlerin uçuşuyla ve zararlının bulunduğu ülkelerle yapılan ticari faaliyetlerle gerçekleşiyor. Kahverengi kokarca, insan sağlığı açısından bir tehlike oluşturmamakla beraber yaz mevsimi sonunda kışlamak için özellikle ev, depo gibi korunaklı alanları tercih ettiği için fiziki rahatsızlık oluşturuyor. Birçok meyve ve sebze türüne zarar veren bu böceğin en önemli konukçuları arasında, başta fındık olmak üzere elma, armut, turunçgiller, şeftali, ceviz, trabzon hurması, mısır, fasulye, domates, biber, patlıcan yer alıyor. Bu ürünler ülke ekonomisi için stratejik öneme sahip bitkiler arasında yer alıyor. Meyve ve sebzelerde emgi yaparak birçok ürün için verim ve kalite kaybı riski oluşturuyor.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.